Medine Şehir demek. Ama biz Medine deyince Peygamberin şehrini anlarız. Yesrip Medine olduysa hicretten sonra Medine oldu. Medine kelimesinden ürettiğimiz Medeni, Medeniyet gibi Türkçe kelimelerimiz var. Şehirlerimizi yönetecek başkanların, meclislerin seçimine gün saydığımız şu günlerde bir tane başkan adayı duymadım ki: “Şehrimizi Medine yapacağız, Şehrimiz Türklerin Medine’si olacak” demiş olsun. Bütün adaylar allı pullu, göz kamaştırıcı, projeler vaatler sunuyor vatanımın dört bir yanında, ama bir vaat duymadım ki ruhum da kamaşsın. Yollar, köprüler, asfalt mesela, beton, köy kadar binalar, mahalle kadar siteler, şehir kadar etaplar, etaplar, etaplar. Modern tapınaklar, hem de Yahudi ve Hıristiyan günlerinde tavav edilen, modern tapınaklar. Herkesin gittiği yerler, AVM’ler. Herkes gibi olunan yerler.
Davos’u örnek alan, Newyork’u, Washington’u, Londra’yı, Roma’yı, Paris’i örnek alan şehirler, Bir kişi duymadım ki Medine’yi örnek alsın. Yesrip nasıl Medine oldu? Duydunuz mu hiçbir adaydan, akrabalık ilişkilerini geliştireceğini, duydunuz mu “kardeşliği tesis edeceğim” diyen bir tane aday, eğitimle ilgili endişeleri, planları olan bir tane aday. Hemen diyecekler, belki şu Tebriz’li atlayacak hemen “belediyenin eğitimle ne işi olsun, o milli eğitimin işi”.
Duydunuz mu milleti baştan ayağa, ev ev sokak sokak mahalle mahalle, sınıf sınıf okul okul, teşkilatlandıracağını söyleyen, beldeyi, milleti tek yumruk, betondan, çelikten bir duvar haline getireceğini söyleyen, bunu planlamayı bırak, aklının köşesinden geçiren bir kişi duydunuz mu? Temel meselenin farkında olup da fincancı katırlarını ürkütme korkusu taşımadan, güncel meseleler konusunda fikrini söyleyip, mertçe, delikanlıca, Sermayeyi, Oy tabanını ürkütmeyi göze alabilen bir kişi duydunuz mu? Temel meselelerin çözümü için, Türk varlığının muhafaza ve müdafaası için üretilmiş bir proje çalındı mı kulağınıza uzaktan?
Bir kişi duydunuz mu, size bir amaç, bir ülkü, bir fikir, bir iman, bir gelecek tasavvuru vermiş olsun? Sizden oy istiyorlar, ağzınıza bal sürecekler, ya da kavanozun içinde balı gösterip, “dışından yala” diyecekler. Oyunuzu vereceksiniz, “sistem aynı sistem” deyip aynı sistemi işletiverecekler. Bir kişi duydunuz mu, “bu çarpık düzeni yıkacağım, baştan ayağa her şeyi Hakka, hukuka göre yapacağım” diyen? Bir kişi duydunuz mu makamının Türklere başkanlık makamı olduğunu bilen, kendini sadece bir hizmet memuru, çöpçü, ihaleci, asfaltçı, betoncu, çimenci olarak görmeyip de, beldenin seçilmiş önderi, reisi, şefi olarak gören, milletin her işini kendine dert edinmiş bir kişi duydunuz mu?
Bir kişi duydunuz mu, ruhunuza hitap eden, kendinizi inşa etmeye, yıkıp yeniden yapmaya azmetmiş? Bir kişi duydunuz mu, şehir deyince, Medine’yi anlayan? Bir kişi duydunuz mu; kardeşlerden, çetelerden, elelerden, takımlardan, çekilerden-bölüklerden, esmadan-taburdan, tugaydan, ordudan, kardeşlikten, çetebaşılıktan, elebaşılıktan, onbaşılıktan, çekibaşılıktan, yüzbaşılıktan, binbaşılıktan bahseden? Bir kişi duydunuz mu dünya çapında şairler, düşünürler, tarihçiler, alimler, önderler, ilim adamları ….. yetiştirmeye azmetmiş olmaktan bahseden? Kabe’yi putlardan temizleyip Mekke’yi fethetmekten bahseden bir kişi duydunuz mu?
Duydunuzsa HAKBAŞKAN O OLACAKTIR.
NOT: AKP ilçe Başkanı geçen hafta konuşma yapıp, Kilitli taştan kurtulmaktan, asfalt sevdasından bahsetmiş. Coşkun Başkan’ın yaptığı en iyi işlerden biri “Kilitlitaş Operasyonu”dur. Olur da Muhittin Güney seçilecek olursa, asfalt sevdalılarına uyup, kilitli taşları sökmeye kalkmasın. Biz asfaltı da asfaltın adamlarını da sevmeyiz. Kendimizin olsun taş olsun. Asfalt kötüdür. Hatta asfalt cehennemlik bir şeydir.
