TOPARLANIP GELDİN Mİ? YAPACAN MI YATACAN MI? ZİNA MI CİMA MI?
Temelsiz bina olmaz. Temel mesele anlaşıldıysa, bundan sonra artık Türk’ler olarak toparlanma, kendine gelme vaktidir. Kendine geldinse eğer, kendini bildinse, varlığın içinde varlığın başına taç edilmiş var olarak var olma vaktidir. Dön bak etrafına nice kimse varlığın içinde varlığını unutmuş, bencil, mütecaviz, zalim ve kör olarak varlığı istimal ediyor. Sen var edeni bilen Hakka teslim olmuş, varlığın padişahısın, sen Allah’ın emrine, yaratışına teslim olmuş, resulünün halifesi, resulden el almış, yol yordam öğrenmiş insanlığın pak evladısın. Sana hak üzere yaşamak, hak olmak, hakkın eli olmak yaraşır. Sen yalancılardan, sahtecilerden değilsin. Sen baştan ayağa hakikatsin, sahteciliğin düşmanı, gerçekliğin dostusun. Sana artık baş olacaksan, hak baş olmak yaraşır. Sahte baş değil, yalancı baş değil, sarhoş baş değil, gafil baş değil, korkak baş değil, bencil baş değil, kukla baş değil HAK BAŞ olmak yaraşır. Baş oldu isen, bir baş gövdesi yoksa neye yarar, gövdesiz baş başmola, kelle deyip atıla. Dön bak koluna bacağına, kalbine kursağına, eline ayağına, yediğine içtiğine, torbana, değneğine, soktuğuna, sokulduğuna, geldiğine, gittiğine, siydiğine sıçtığına, saçına tüyüne, kılına kirpiğine, gözüne kaşına bak, baş olacaksan bunlara baş olacaksın. Bunlara baş lık etmeyeceksen, edemeyeceksen, kolun bacağın elin ayağın seni dinlemeyecek, kalbin kursağın sana ihanet edecek, değneğin olmadık yerde kalkıp, olmadık yerde inecekse, sen baş değil, kellesin kelle.
Kanlı başım, başım, padişahım, beğliğimin beği, şeyhim, şahım, şefim olduysan kanıma baş, torpağıma, türabıma, toprağıma, el kadar, il kadar, göz kadar, kalp kadar, Kâbe kadar, Hira kadar, Mekke, Medine kadar, yeni doğmuş bebek, el değmemiş bakire kadar mübarek vatanıma baş olduysan eğer, başı boş bıraktığın her vardan hesaba çekileceksin, ekilmemiş, dikilmemiş her toprak, yayılınmamış her yaylak, yolunmamış yaban otu, unutulmuş tohum, dikilmemiş fidan, pas tutmuş makine, küflenmiş, bel, kürek, kazma, çapa, çekiç, balyoz, levye, manivela, doğmamış mal, büyük mal, küçük mal, inek, koyun, deve, tavuk, tavşan keklik, binilmeyen at, doğmamış kısrak, heba edilmiş döl, dağdaki domuz, çaydaki kurbağa, aç kalmış kurt, susuz kalmış yılan, unutulmuş çürümüş kütük, kırılmamış taş, yıkılmış duvar, yerdeki çukur, hazine, gökteki rüzgâr, ısıtan güneş, kaynayan, donduran, akıp giden su, atılmış atık, mundar eden çöp, yağan rahmet, kayan kar sen den müşteki olacak, ağlayan çocuk, er, kız, kadın, bakire, dul, yoldaki sarhoş, evdeki serkeş, uyuyan talebe, yolunu şaşırmış yolcu, sahibini bulmamış, öğrenilmemiş, öğrenilmiş unutulmuş bilgi, binitli, binitsiz, kuşaklı, kuşaksız, silahlı silahsız çeri, dövülmemiş çelik, çalınmamış kılıç, saplanmamış süngü, sövgü, övgü, yırtılmış ayakkabı, boş dolu, kutusu, cebi delik cepken, geleni bilinmeyen cep, sarılmamış sarık, unutulmuş kefen, sıkılmamış kemer, çözülmüş uçkur, boşa gitmiş zaman, elem, ilen, ilem, giyinik, çıplak, yırtılmış, dikilmiş, sokulgan, sıkılgan, uslu, haylaz, akıllı, akılsız, deli, veli, yatan, kalkan, sokan, sokulan, seven, sevilen, sırnaşan, sevişen, azgın, dongun, üzengi, törsengi, güleç, sert, yumuşak, yavşak, algı, vergi, saygı, sevgi hepsinin hesabı senden sorulacak. Peygamber olmasan da, bir ümmet olarak önümüze düşeceksin. Hayra mı şerre mi nereye gideceksin?
Allah’a dayan çık yola, Allahtan gayrısını dost bilme, Allah’tan gayrısından korkma, başkasına sığınma, dosdoğru olursan nice zorluk kolay olur. Böyle ol, yaşamak dedikleri işte bu la faile illa Hû. Eğer sapıtırsan saparsan, sapla samanı karıştırır, yalanı doğruya sızdırırsan, helalı haramı karıştırır, millet mayamızı ekşitir, ekmeğimizi yakar, gücümüzü heba edersen, boş baş olur, hoş baş olur, gafille gafil, hainle hain olursan Cehennem seni beklemektedir, açtır, iştahlıdır.
Kanlı başım, beğliğimin beği, insanımın hası, vatanın efendisi. Doğru olmak çok kolay. Dosdoğru olunca cenneti bulmak çok kolay. Ama cennet tok. Dünyada tok olana, dünyaya doyana, dünyada doyana cennet tok. Cennet aşığını, açını, açığını bekler. Kendine aç olana açmış ağzını bekler. Ötesi sana kalmış. Anlayana bir ayet yeter, anlamayan okyanusla kanmaz. Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.
