Üç aylarla başlayıp, mübarek gecelerle devam edip; Rahmet, mağfiret ve cehennemden âzâd olma günlerini ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini içinde barındıran Ramazan ayıyla birlikte manevi atmosfer, doruk noktasına ulaştı. Bu manevi hava, bugün inşallah kurtuluş belgemizin verileceği bayramla daha da bir anlam kazanacaktır.
Bir ay boyunca Allah’ın rızasını gözeterek sadece haramlardan değil, helâl olan yeme-içme ve arzulardan da uzaklaştık. Dilini gıybet ve kötü sözden uzak tutup, zikir ve Kurân ile süsleyen; kulağını lüzumsuz sözlere değil de, Kur’an okuyanları ve ilim sohbetlerini dinlemek gibi rahmet vesilesi seslere açan; Ramazanın manevi bereketiyle namaza başlayıp, bunu devam ettirmekte azimli olan; ibadet ve itaatini artıran; oruç ve teravih namazındaki sabır ve sebatıyla, ibadeti ruhuna işleyen; malı ile de Allah yolunda olduğunu zekât, sadaka-i fıtır, hayır ve hasenatıyla ispatlayan; İslâm kardeşliğini pekiştiren; günahlara dönmeyeceğine azmedip, Ramazandan aldığı feyizle, ibadet ve itaatine devam edeceğine dair Allah’a söz veren Müslümanların, bayram yapmaları elbette ki haklarıdır.
Dünya bir imtihan yeridir. Allah bizleri, inanmak, ibadet etmek ve İslâm’ı hayat nizamı olarak yaşamamız için yaratmıştır. Müslümanlar olarak bizler de Allah’ın çağlara ve nesillere ışık tutan mesajı olan İslâm’ı, hayatımıza ve yeryüzüne hâkim kılmak için çalışmalıyız. Ne hazindir ki Müslümanlar geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu bayrama da gözyaşı, acı ve açlıkla girdi. Emperyalist şer güçlerin sinsi oyunlarına karşı İslâm dünyasının yeterli uyanıklığı sağlayamaması, bu coğrafyayı hep ezilen ve horlanan konumuna sokmaktadır. Uyanış, Hak ve hakikate dönüş sağlanmadığı sürece de bu sömürülme maalesef devam edecektir. Kardeşlerim!
Ramazan, ruhumuzda bir şuurlanma ve canlanma oluşturup, tövbelerimiz günahlarımızın sararmış yapraklar gibi dökülmesine vesile olmuştur inşaAllah .
Sana çok iyi alışmıştık mübarek Ramazan! Keşke hiç gitmesen de, hep kalsan! Çünkü seninle soframız bereketlendi. İbadetlerimiz arttı. Cemaatimizin çoğalmasıyla, camiler her gün bayram havasına büründü. Tövbe etmemize vesile oldun. Kalplerimizi yumuşattın. İhsan ve infak hislerimiz kabardı, yoksullar sevindi. Kardeşliğimiz perçinlendi. Tüm bunlar da inananların kurtuluşuna, saadete kavuşmalarına vesile olan ameller değil midir?
Senin gitmene Kur’an’ı Kerim hüzünleniyor; Ramazanda aşkla okuyanlar, coşku ile dinleyenler, bir sene daha beni raftan indirmezlerse diye! Senin gitmene fakirler, yetimler üzülüyor. İnsanlar bir daha bizleri hatırlamazlar, yardımda bulunmazlarsa diye… Senin gitmene camiler hüzünleniyor. Çocukların cıvıl cıvıl sesleriyle, kadın-erkek her yaştan Müslümanların tekbir, salavât ve tesbîhatla şenlendirip, bayramla birlikte bir yıl daha yalnızlığa terk ederlerse diye…
Kâbe’nin şûbesi olan güzel camim üzülme! Seni bir ay boyunca ve şu an dolduran bu Mü’minler, Ramazanla İslâmî değerlere sıkıca bağlandılar. Bak göreceksin, her vakit teravih atmosferinde olacak inşallah.
Kardeşlerim!
Ramazan boyunca elde ettiğimiz güzel hasletleri bayramdan sonrada devam ettirelim. Ramazan hepimiz için Cennet-i âlâ da Cemalullah’ın görüleceği en üst derecelere ulaşmak için bir basamak olmuştur inşallah.
Rabbimiz Şems sûresi 9. âyet-i kerime de şöyle buyuruyor: “ Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.” Bu duygularla hepinizin ve İslâm âleminin Ramazan bayramını tebrik eder, Müslümanların uyanışına, inananların dert ve sıkıntılardan kurtulmasına vesile olmasını Yüce Mevlâ’da niyaz ederim.
Nefislerimizi arındırıp kurtuluşa erenlerden olmamız ümidiyle, hayırlı bayramlar.
Murat Özdemir
Millî Park Camii İ.H. Kızılcahamam/ ANK