banner94

BAKAN SÜLEYMAN SOYLU KIZILCAHAMAM’A GELDİ

Bakan Soylu, Kızılcahamam’da Çam Otel'de düzenlenen "Açık Kapı Eğitim Programı"na katıldı. Bakan Süleyman Soylu'yu Otel Girişinde Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, Belediye Başkanı Muhittin Güney, eşi Ayşe Güney, Jandarma Komutanı Kadir Bilgi, Emniyet Müdürü Halil İbrahim Ulubey ve Otel müdürü karşıladı.

BAKAN SÜLEYMAN SOYLU KIZILCAHAMAM’A GELDİ

Bakan Soylu, Kızılcahamam’da Çam Otel'de düzenlenen "Açık Kapı Eğitim Programı"na katıldı. Bakan Süleyman Soylu'yu Otel Girişinde Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, Belediye Başkanı Muhittin Güney, eşi Ayşe Güney, Jandarma Komutanı Kadir Bilgi, Emniyet Müdürü Halil İbrahim Ulubey ve Otel müdürü karşıladı.

uğur demirbaş
uğur demirbaş
18 Ekim 2018 Perşembe 15:23
1998 Okunma
BAKAN SÜLEYMAN SOYLU KIZILCAHAMAM’A GELDİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 81 il valiliği ve 48 ilçe kaymakamlığında Açık Kapı birimlerinin faaliyet gösterdiğini belirterek, "Projeye başladığımız 15 Aralık 2017 tarihinden 12 Ekim tarihine kadar toplam 44 bin 717 başvuru aldık. Bunların 33 bin 598’ini olumlu neticelendirdik. Vatandaşımız, ülkemiz, hükümetimiz adına sizlere teşekkür ediyorum" dedi.

Bakan Soylu, Kızılcahamam’da Çam Otel'de düzenlenen "Açık Kapı Eğitim Programı"na katıldı. Bakan Süleyman Soylu'yu Otel Girişinde Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, Belediye Başkanı Muhittin Güney, eşi Ayşe Güney, AK Parti İlçe Başkanı Süleyman Acar, Jandarma Komutanı Kadir Bilgi, Emniyet Müdürü Halil İbrahim Ulubey ve Otel müdürü karşıladı.

Programın açılış konuşmasını yapan Soylu, Türkiye’nin 2013’den itibaren dezavantajlı, zorlu bir fikstürde mücadele ettiğini belirerek, Türkiye’nin arka arkaya şiddetli hamlelere maruz kaldığını söyledi.

Soylu, Gezi olaylarından 17-25 Aralık’a, 7 Haziran seçimleri sonrası arttırılan terör eylemlerinden FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine kadar sadece AK Parti’yi değil, ülkeyi tümden yormak ve yıpratmak isteyen bir sürecin yaşandığına dikkat çekti. Bunların basit hadiseler olmadığına vurgu yapan Soylu, "Bunlar esasen küresel bir hesaplaşmanın içinde payı ve yeri olan hadiselerdir. Bütün bu tabloya bir de sınırımızın hemen güneyinde yaşanan DEAŞ, PYD, Suriye iç savaşı, bu ortamın oluşturduğu kitlesel göç ve bunların Türkiye’ye oluşturduğu insan ve kaynak maliyetini de eklemek gerekir. Bir yandan sınırlarımızın içerisinde doğrudan devleti hedef alan anlayışla, diğer yandan da sınırımızın hemen dışında Kandil’den Akdeniz’e açılmak istenen bir terör koridorunun oluşumuna engel olmakla mücadele ettik, hala mücadele ediyoruz. Üstelik bu denklemde yalnız da değiliz. Bu denklemde Amerika var, Rusya var, İran var, doğal olarak Irak ve Suriye var. En kötüsü de kapımıza dayanmış masum sivil insanlar var" diye konuştu.


Türkiye’nin bu dezavantajlı fikstüre rağmen hükümet modelini değiştirmek gibi zorlu bir adımı başarıyla atmış olduğunu ifade eden Soylu, bunun içeriden ve dışarıdan çok ciddi itirazlara, örtülü veya açık baskılara rağmen yapıldığını söyledi. Attıkları bu adımın arkasında yatan ve aslında bu değişimi zorunlu kılan temel felsefenin modern dünyanın yeni tanımları ve yeni normlarıyla ilgili olduğunu kaydeden Soylu, dünyanın yeni sorunlarının, yeni ihtiyaçlarının, çatışan menfaatlerin ve bölgesel çıkar hesaplarının artık hızlı karar almayı, etkin ve verimli bir devlet yapısını, vatandaş odaklı bir kamu düzeninin tesisini tam anlamıyla zorunlu kıldığını dile getirdi. Soylu, Türkiye’nin bir kanun için artık aylarca beklemeye vakti olmadığını belirterek, "Çünkü vatandaşların, bireylerin beklentileri giderek artıyor. Sıklıkla kullandığımız ve duyduğumuz bir terim var; ’vatandaş odaklılık.’ Bu bir lütuf veya ihsan değil, aslında 21.yüzyılın en önemli zorunluluğudur. Artık, oy veren, vergi veren insanlar, haklı ve doğal olarak süreçlerin merkezinde yer bulmak istiyorlar. Verdiklerinin karşılığını kanunlar çerçevesinde tam olarak almak istiyorlar. Teröre karşı önlem alacaksınız, uyuşturucuya karşı önlem alacaksınız, ekonomi yönetiminde adımlar atacaksınız ve bu arada biraz önce kabaca tarif etmeye çalıştığım küresel oyunlarda ülke menfaatlerini en üst düzeyde koruyacaksınız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, işte bu felsefenin temel alındığı, yani insanı merkeze alan, karar süreçlerini hızlandıran, halkın yetkilendirmesine en geniş ölçüde alan açan ve bunu gerçekleştiren sistemin adıdır. Buna geçişimiz zorunluydu ve gecikemezdik" şeklinde konuştu.


 

Son Güncelleme: 18.10.2018 15:50
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner89

banner83

banner26