ERDEMLİ MİLLET OLMAK VE HASLETLERİ

ERDEMLİ MİLLET OLMAK VE HASLETLERİ

             Türk Milleti tarih sahnesine çıktığı an az 7.000 yıllık tarihinde bir çok devletler kurmuş, medeniyete sayısız katkılarda bulunmuştur. Bu süreçte Yüceler Yücesi Yaradanımızın, Alemlerin efendisi, rahmeti olan Peygamberimiz Hz.Muhammet (s.a.v.) elçiliği ile indirdiği, gerçek ve tek din olan İslam dini ile şereflenmiştir. Hiç bir din ve millette olmadığı şekilde İslam ile mecz olan, bütünleşen bu büyük millet bundan sonra İslam olarak anıla gelmiştir.Türk demek Müslüman demek olmuştur. Hadimi, hizmetkarı olduğu islamı özünden benimsemiş, yaşamış ve örnek uygulamalarıyla haklı bir saygınlık kazanmıştır.

             Büyük bir cihan hakimiyeti kuran milletimiz, kendi iç çekişmeleri, gelişmeleri zamanında uygulama zaafı, dış güçlerin etkisi vs. etkenlerle zayıflamış öz yurdumuz kabul ettiğimiz günümüz coğrafyasına  sıkışmak, sığınmak, zorunda kalmıştır.Türkiyemiz Türk ve akraba ulusların oluşturduğu bir yapıya bürünmüştür. Din ve dünya düzenleri bozulan tüm güçler, bitmez kin ve garezleriyle devletimizin zayıfladığını görünce, fırsat bu fırsattır diyerek üzerimize çullanmıştır. Kimi hindu, kimi yamyam uşakları ile son kalemize de saldırmışlar ve bizi tarih sahnesinden silmek istemişlerdir.Türk Milleti Çanakkale’de toplam 11milyon nüfusunun okur yazar ve genç kesiminden 250.000 vatan evladını bir hilal uğruna şehit vermiştir. Ardından yokluk içinde inanılmazı gerçekleştirerek yedi düvele karşı bağımsızlığını korumuştur. Hiç bir millette görülemeyecek olan fedakarlık ve yiğitlik sergilemiş, mazlum milletlere örnek olmuştur.Bu inanılmazı gerçekleştirirken Allah(c.c.)ın bu büyük millete bahşettiği özellikler, koruması, kollaması  ana etkili faktördür.

              Zorlu mücadeleler sırasında vatanını milletini sevenlerin kaybını telafi etmekte çok zorlandığımız dönemler ile mücadeleden kaçan kaçgunların zaferden sonra her kesten önce söz ve mal sahibi olmasının önüne geçememenin sıkıntılarını bugün de yaşamaktayız. Bitmeyen hainlerimiz ile şer güçler geçmişte olduğu gibi bu günde birlik ve beraberliğimizi zayıflatmaya çalışmakta, ısrarla yaralarımız kaşınmakta, kanatılmaktadır.

               Millet tanımı yeniden tanımlanarak, içi boşaltılmaya çalışılmaktadır. Millet; aynı topraklar üzerinde yaşayan aralarında dil, tarih, ülkü, duygu ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk olarak tarif edilmektedir. Milletlerde ortak dilin konuşulması, ortak tarihsel geçmişe sahip olunması, gelecek içinde bir arada olma inancı, bireylerin ortak duyguları paylaşması, kültürel ortaklık bulunması gereklidir. Tasada, kederde, mutlulukta bir olan milletimizin bu birlikteliği en az bin küsur senedir devam etmekte ve et ile tırnak olmuş yapımız zayıflatılmaya çalışılmaktadır Aramızda iletişim kurduğumuz milleti oluşturan etmenleri birbirine bağlayan, gelişimini sağlayan güzel Türkçemiz yerine başka diller monte etmeye çalışılmaktadır. Geçmiş ortak tarihimiz inkar edilmekte, yapay tarihler oluşturulmaktadır. Ortak ülkü ve hedeflere birlikte gitmek yerine, olmayacak dualara amin denilmektedir. Yüzyıllardır süregelen gelenek ve göreneklerimiz sahiplenilmekte, saptırılmakta, yozlaştırılmaktadır. İnsanımızı ırkı ve dini ayrımlar ile tarif etmektedirler. Hep olumsuzları o günün şartlarını göz ardı ederek sanki bugün olmuş gibi anlatmakta ve bugünün değerleri ile yargılamaktadırlar. Bizleri hiç de hak etmediğimiz halde suçlu pozisyonuna sürüklemek istemektedirler. Ekonomik bağımlılık yaratarak sömürge gibi yönetilmemizi, verilene razı olmamızı, sorgulama yapmamamızı dikte etmektedirler. Dünyanın tanıdığı en barbar ve vahşi devletlerinin meydana getirdiği emperyal güçler  demokrasi, insan hakları maskesi altında sömürgelerini çoğaltmaya, düzenlerini devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Geçmişte uygulanan  sömürge metotları şimdi daha çok çeşitlilik ve teknolojik araçlarla yapılır hale gelmiştir.

                Tarihin akışını değiştiren irade ve kararlılığına sahip olan Başkent Ankara’mızın önemi yıpratılmak istenmektedir. Küçük, bakımsız, kimsenin olmadığı ve uğramadığı gibi aslı olmayan bilgiler verilirken, başkentlik, eyalet merkezliği, cumhuriyet merkezliği yaptığı belirtilmemektedir. Kültür ve sanat alanında zamanının başkentleri dışında kendi emsallerinden hep ileride olduğu gerçeği saklanmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ı, o zamanın merkezi hükümeti olan Konya’ya teslim etmeyerek tarihe büyük bir sultan kazandıran Ankara’mızdır. O büyük Sultan daha sonra Yassıçimen savaşından sonra Ertuğrul Gazi’ye hilat giydirmiş ve Karakeçili aşiretine Haymana ovasını yaylak, karakeçili-Kesikköprü bölgesini kışlak olarak vermiştir. Ertuğrul Gazi daha sonra Bilecik-Söğüt dolaylarına yerleşmiştir. Bu olay tarihin tanıdığı en büyük ve kutlu imparatorluğun doğmasını sağlamıştır. Yiğit kardeşlerin içinde yer aldığı bağımsız Ahi Cumhuriyeti’ni kuran Ankara’dır. Ankara Ahi Cumhuriyeti ile günümüz demokrasi anlayışına çok benzeyen bir sistemle idare edilmiş, seçimle gelen Ahi ulularının oluşturduğu bir meclisle yönetilmiştir. Osmanlı’nın, Osman Gazi’nin yol göstericisi Şeyh Edebali’nin bir ahi şeyhi olduğu unutturulmaktadır.En umutsuz zamanımızda, kızılca günümüzde, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e maddi ve manevi her şeyi ile kucak açan, Kurtuluş Savaşı’na merkezlik yapan Ankara’dır. Ankara Başkent olmayı hak etmiştir. Anadolu’muzun ve Ankara’mızın manevi temel direği; Hacı Bayram-ı Veli Ankaralıdır ve Ankara’dadır.

                 Aleme nizam verme ideali olan büyük milletimiz her badireden sonra daha gençleşmiş ve tarih sahnesine daha güçlü olarak çıkmıştır. Hiçbir zaman eşit güçlerle savaşmayan, düşmanlığını entrika ve desiseden uzak yiğitçe yapan bir millettir Türk Milleti. Rabbinin varlığı ve birliğinin ilanı olan ezanı  hep okunmuş, göklerin kırmızı ve beyaz süsü şanlı bayrağı hep dalgalanmıştır. Bizim için bağımsızlık, özgürlük; ekmektir, havadır, sudur. olmazsa olmazımızdır.

                 Çağın bilgi ve donanımlarıyla donanmış, çalışan, üreten, ürettiğini adilce paylaşan, kardeşliğini pekiştirmiş, aynı hedefe odaklanan bir toplum oluşturduğumuzda şer güçlerin tüm çabaları boşa çıkacaktır. İnananlar güçlüdür ve Allah(c.c.) nurunu tamamlayacaktır.

                                                                                                  SELİM ŞENOL