banner94

O ÇOCUKLARI SEVERDİ ÇOCUKLAR DA O’NU

Kızılcahamam İlçe Müftüsü Hasan Limon Mevlid kandiline özek bir yazı hazırlayarak Soğuksu Haber aracılığı ile vatandaşlarımız ile paylaştı.

O ÇOCUKLARI SEVERDİ ÇOCUKLAR DA O’NU

Kızılcahamam İlçe Müftüsü Hasan Limon Mevlid kandiline özek bir yazı hazırlayarak Soğuksu Haber aracılığı ile vatandaşlarımız ile paylaştı.

uğur demirbaş
uğur demirbaş
27 Ekim 2020 Salı 22:34
830 Okunma
O ÇOCUKLARI SEVERDİ ÇOCUKLAR DA O’NU

Kızılcahamam İlçe MüftüHasan Limon Mevlid kandiline özek bir yazı hazırlayarak Soğuksu Haber aracılığı ile vatandaşlarımız ile paylaştı.

O ÇOCUKLARI SEVERDİ ÇOCUKLAR DA O’NU

Miladi olarak Rebîu’l-Evvel ayının 12. Gecesi, her yıl İslam dünyasında “Âlemlere Rahmet Olan” Hz. Muhammed (s.a.s)’in doğum yıl dönümü (Mevlid Kandili) olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle Müslümanlar Hz. Peygamber’e olan sevgi, hürmet ve sadakatlerini göstermekte, ümmet olmanın şuurunu hissetmekte, daha yaşanılabilir bir dünyanın gayretini sergilemektedirler. Diyanet İşleri Başkanlığımız her yıl Mevlid-i Nebî haftasını özel bir tema üzerinden yürütmekte, hafta vesilesiyle kalıcı ve kapsayıcı bir hizmet ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu sene ki tema “Hz. Peygamber ve Çocuk” olarak belirlenmiş olup, geleceğin kahramanlarını Nebevî ahlakın öncülüğünde milli ve manevi değerlerine bağlı bir birey olarak hazırlayabilmek hedeflenmektedir. Bu itibarla, göz aydınlığımız olan çocuklarımızın, nebevi ilke ve değerler ekseninde yetişerek huzurlu bir hayatın, ideal bir toplumun ve daha güzel bir dünyanın mihenk taşı olmaları önem ve öncelik arz etmektedir. İnsanlık için her bakımdan en güzel örnek olan Peygamber Efendimizin (s.a.s.), dünya hayatının süsü ve en değerli varlığı olan çocuğa yönelik yaklaşım noktasında da bizler için en güzel örnek ve yol gösterici bir rehberdir. Nitekim Resûl-i Ekrem, insan şahsiyetinin çocuk yaştan itibaren oluşmaya başladığı gerçeğinin idrakinde olan bir eğitimci olarak çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapmadan onlara eşit ve adaletli davranmış, onlarla özel olarak ilgilenmiş ve her birinin arkadaşlığını, dostluğunu, güvenini kazanmayı esas almıştır. Bu çerçevede hem kendi çocuk ve torunlarına hem de diğer çocuklara karşı davranışlarında sevgi ve şefkati merkeze alarak sürekli olumlu tavır takınmış, onları birey olarak görüp muhatap almış, onların maddi ve manevi gelişimini daima öncelemiştir. Medine sokaklarında bir çocuk. Adı Râfi b. Amr. Elindeki sapanla Ensar’ın hurma ağaçlarını taşlıyor. Onu görenler yakalayıp Hz. Peygamber’in (s.a.s.) huzuruna getiriyorlar. Küçük çocuk bir kusur işlediğini anlıyor, iki yanında iki adam, bir korku kaplıyor içini. Râfi b. Amr’ı yakalayanlar, Resulüllah’ın çocuk hakkında hüküm vermesini istiyorlar. Zira çocuk da olsa yaptığı şey suç. Bir başkasının malına zarar vermiş, ağaçları taşlamış. Hz. Peygamber ise onlar gibi acele etmiyor. Sakince dinliyor adamları. Sonra çocuğa dönüyor, yüzü mütebessim. Bakışları güven, sesi şefkat dolu. “Çocuğum, hurmaları neden taşlıyorsun?” diye soruyor. Onun müşfik tavrı Râfi’yi cesaretlendiriyor, az önceki korkusu büsbütün geçiyor. Râfi b. Amr, sadece yemek için cevabını verince Allah Resulü de karşısında boynu bükük mahcup bir hâlde bekleyen çocuğun başını okşuyor mübarek elleriyle ve “Hurmaları taşlama da altına düşenlerden ye.” buyuruyor. Ardından da “Allah’ım, onun karnını doyur.” diyerek niyazda bulunuyor. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 85) Peygamberimiz çocuklarla şakalaşmaktan hoşlanırdı. Enes İbn Malik (ra.) in ana bir kardeşi olan Zeyd İbn Sehl’e, Peygamberimiz, Ebu Umeyr (umeyrcik babası) derdi. Serçe kuşu kadar gagası olan kırmızı bir kuşu vardı. Küçük Zeyd’in bu kuşu ölünce Zeyd çok üzülmüştü. Peygamberimiz çocuğu gördükçe: “Umeyr! Nuğayr —kuşcağız— ne oldu” der onunla şakalaşırdı.( Buhârî “Edeb”, 81; Ebû Dâvud, “Edeb”, 77.) (Ebu Katade anlatıyor:) Resülullah (s.a.s.), kızı Zeyneb'in Ebu'l-As b. Rebia'dan olan kızı Ümame'yi omzunda taşıyarak namaz kılardı. Secdeye vardığı zaman torununu yere koyar, secdeden kalkınca da onu tekrar sırtına alırdı." (Buhârî, Salat, 106) Hayatının hiçbir döneminde Allah Resûlü’nden çocuklarla ilgili kötü bir söz, tavır, tepki ve davranış sadır olmamıştır. Nitekim on yıl boyunca hizmetinde bulunan Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber’in bu süre zarfında bir defa bile kendisini azarlamadığını, bir şeyi yapıp yapmama hususunda asla sorguya çekmediğini nakletmektedir (bkz. Müslim, Fezâil, 52). Peygamber Efendimiz (s.a.s.), çevresindeki bütün çocukları çok sevmiş ve bu sevgisini onların dünyasına girip sözlü veya fiili olarak ortaya koymuştur. Bu anlamda, yolda rastladığı çocuklara selam verip hâl hatırlarını sormuş, onlarla oyun oynamış, şakalaşmış, eğlenmiş ve tüm imkânlarını onlarla paylaşmıştır. Onların sevinçleriyle sevinmiş, kederlerine üzüntüyle ortak olmuştur. Hastalık gibi özel durumlarında ziyaretlerine gidip her hâlükârda onların yanında oluğunu hissettirmiştir. Çocuklara karşı daima şefkat ve muhabbetle davranan merhamet Peygamberinden gördükleri bu asil muamele karşısında onlar da kayıtsız kalmamışlardır. Bu karşılıklı samimi ve sevgi dolu tablo, insanlığın zihin ve gönül dünyasındaki çocuk algısını ve tasavvurunu en ideal noktaya taşımıştır. İnsani değerlere sahip gönüllerde sevgi tomurcukları yeşerten ve çehrelerde tebessüm haleleri oluşturan bu hadiseler, “Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15) buyuran Hz. Peygamber’in, söylediklerini bizzat hayatında uygulayarak insanlara öğrettiğinin en güzel örnekleridir. Resûl-i Ekrem, çocuklara yönelik her türlü şiddet, baskı, öteleme ve istismarın sıradanlaştığı bir vasatta, toplumun en zayıf ve savunmasız kesimi olan çocukların haklarını en üst derecede savunmuş ve bu uğurda en büyük gayret ve mücadeleyi ortaya koymuştur. Bu bağlamda günümüze baktığımızda görüyoruz ki bugün dünya, Peygamber Efendimizin örnekliğini anlamaya, ahlakını yaşamaya ve mücadelesini kuşanmaya her zamankinden daha çok muhtaçtır. Zira çocukları mutsuz ve sahipsiz bir yeryüzü yaşanabilir olmaktan çıkmıştır. Çocukların ihmal edildiği, istismara maruz kaldığı, temel haklarından mahrum edildiği bir çağ merhamet ve insanlık sınavını kaybetmiştir. Çocukların gözyaşına mahkûm olduğu bir hayatta bütün gülücükler sahtedir. Dolayısıyla milyonlarca çocuğun, açlık ve susuzluğun pençesinde kıvrandığı, en basit tedavi imkânlarına bile ulaşamadığı, okuma yazma ve eğitim imkânından mahrum kaldığı, savaşların ve korkunç silahların ortasında hayatta kalma mücadelesi verdiği bir dünyada, vicdanın, ahlakın, hukukun, medeniyetin en temel ölçüsü çocuklar konusunda duyarlılıktır. Bu duygu ve düşüncelerle, değerli Kızılcahamam halkımızın ve Saygıdeğer kardeşlerimin Mevlid Kandilini kutluyor, geleceğe umut ve heyecanla bakabileceğimiz, ardımızdan insanlığın umudu olabilecek güzel ahlakı ile İslam’ın ve Hz. Peygamber’in birer temsilcisi olabilecek nice hayırlı evlatlar yetiştirebilmeyi Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Hasan LİMON İlçe Müftüsü

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner89

banner83

banner26