Ankara Kızılcahamam'a 18 kilometre uzaklıktaki Mahkemeağacin Mahallesi'nde tüf kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuş Bizans dönemi yerleşim alanında yaşamın 12'nci yüzyıla kadar uzandığı biliniyor.
Duvarlarında Latin ve Malta haçı motifleri bulunan kaya yerleşiminde yapılan kazı çalışmaları ve araştırmalarda şimdiye kadar 21 oda tespit edildi.
Teraslar halinde iki sırada düzenlenmiş odaların üst sırasında dini ve idari işlevi olan mekanlar, alt sırada ise üzüm işlikleriyle depolar yer alıyor. Üzüm işliklerinin benzerleri İtalya, İspanya ve Portekiz'de de bulunuyor.
Yürütülen kazı çalışmalarında ele geçen 19'uncu yüzyıl seramik ve lüle parçaları ile yerleşimin önünde ayakta kalan geç Osmanlı dönemi konutları, yerleşim alanının Cumhuriyet dönemine kadar bazı değişikliklerle kullanılmaya devam edildiğine dair izler taşıyor.
Yapılar, doğal koşullar ve insan tahribatları nedeniyle zarar gördü
Üçüncü derece arkeolojik sit alanı olan bölgede, özellikle güneş ve yağmur gibi doğal koşullar ve insan eliyle yapılan tahribatlar nedeniyle kaya yerleşimindeki yapıların ön kısımları zamanla yıkıldı.
Anıtsal boyutta inşa edilen Bizans dönemi kaya yerleşiminde bugüne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde sürdürülen ve Kızılcahamam Belediyesinin de katkı sunduğu çalışmaların ardından yapıların restore edilmesi kararı alındı.
Restorasyonla, 800 yıllık tarihe sahip kültürel miras korunmaya alınacak ve bölge turizme kazandırılacak.
Sevim, alanda 2011'de kazı çalışmalarına başladıklarında odaların samanlık ve ahır olarak kullanıldığını gördüklerini, doğal koşullar nedeniyle oluşan çökme yığıntılarını ve köylülerin hayvanları için kullandıkları odaları temizlediklerini anlattı.
"TÜF YAPILARI KORUNACAK"
Projesi onaylanan ve gelecek baharda başlanması öngörülen restorasyonla zarar gören tüf yapıların korunacağını vurgulayan Sevim, restorasyon süreci nedeniyle durdurulan kazıların da projenin tamamlanmasından sonra devam edeceğini bildirdi.
Kaya yerleşim alanının, aslında bir istasyon olarak geçtiğine dikkati çeken Sevim, "Üzüm işliklerinde üretilen ürünler Karadeniz'den ticaret yoluyla bütün dünyaya satılıyor ya da hac yolu güzergahında da bu ürünlerin kullanıldığını düşünüyoruz" dedi.
Sevim, üzüm işliklerinden şarabın yanı sıra sirke ya da pekmez gibi ürünlerin de elde edildiğini belirterek, "Dört tane üzüm işliği ele geçti şu ana kadar, fazlasını da bekliyoruz" ifadelerini kullandı.