Kızılcahamam İlçe Müftüsü Hasan Limon Berat Gecesi hakkında haber sitemize anlamlı açıklamalarda bulundular.
İlçe Müftüsü Hasan Limon’un yazısı;
BERAT GECESİ VE ANLAMI
On bir ayın sultanın yaklaştığını müjdeleyen gece. Ramazan-ı Şerif’in gölgesinin düştüğü, af ve mağfiret vesile olan Berat Gecesi’ne Rabbimizin lütfu ile ulaşmış bulunmaktayız.
Kültürümüzde '' Üç aylar ''olarak bilinen Recep , Şaban ve Ramazan aylarından ikincisi olan Şaban ayının 15.gecesi Berat gecesidir .
'' Beraet '' kelimesi '' bir şeyden uzak olmak , temizlenmek , temize çıkmak '' manalarına gelmektedir. Sevgili Peygamberimiz (sav ) den rivayet edilen bir hadise göre; bu gece tevbe ve istiğfar ile Allah Teala 'dan af ve mağfiret dileyenler günahlarından arınmış olacakları için bu geceye '' Berat Gecesi '' denilmiştir. Ayrıca İslam tarihinde, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe’ye çevrildiği gündür Berat gecesi.
Mübarek gün ve geceler bizlere ömürümüzün nasıl geçip bittiğini hatırlatır. İnsan ahireti unutmakta, dünyaya dalmakta, kalbini günahlarla kirletebilmekte, böylece Allah’ın rahmetinden uzaklaşmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) günahı şöyle tarif etmiştir: “Günah, vicdanını tırmalayıp, seni huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.” (Müslim, Birr, 15) Günahlardan kurtulmanın, temizlenmenin yolu ise, tövbe ve istiğfardır. “Kul bir hata işlerse kalbine siyah bir nokta konulur. Şayet o, günahtan vazgeçer, bağışlanma diler, tövbe edip Allah’a dönerse kalbi cilâlanır. Eğer bunları yapmaz günah ve hataya geri dönerse kalbindeki siyah nokta artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar. İşte Allah’ın ‘Yaptıkları yüzünden kalpleri pas tutmuştur.’ (Mutaffifîn, 83/14) diye anlattığı pas işte budur.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 83; İbn Mâce, Zühd, 29) Günah işleyen kişi nazargâhi ilahî olan kalbini kirletmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) tövbenin kalbi temizleyeceğini dikkat çekmişti.
Hz. Peygamber (sav ) de Ramazan ayından önceki Recep ve Şaban aylarında senenin diğer aylarına göre daha fazla istiğfar eder, af ve bağışlanma diler, ibadete daha fazla düşkün olur, daha çok oruç tutar ve sadaka verirdi, Ramazan ayında ise bu hal zirve noktasına ulaşır, ashabın tabiriyle Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu zamanlarda, '' bereket getiren yağmurlardan daha da cömert '' olurdu.
Rivayet edildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (sav ) :
'' Şaban ayının yarısındaki gece olunca gecesini kıyamla , gündüzünü de oruçla geçirin .Çünkü Allah güneş battığında dünya semasına rahmetiyle tecelli ederek şöyle der : '' İstiğfar eden yok mu onu affedeyim ? Rızık isteyen yok mu ona rızık vereyim ? Bir belaya müptela olan yok mu onu afiyete kavuşturayım ? Şöyle olan yok mu ona şöyle yapayım... '' Bu fecir doğuncuya kadar böyle devam eder '' buyurarak bu gecenin önemine işaret etmiş ve ashabına da bu geceyi güzel bir şekilde değerlendirmelerini tavsiye etmiştir. ( İbn Mace , İkametü's-Salat , 191 )
Peygamberimizin (sav ) bu aylardaki yaşantısından ve ashabına yaptığı tavsiyelerden anlıyoruz ki içerisinde bulunduğumuz vakitler '' On bir ayın sultanı Ramazan ayına'' bizi hazırlayan , Rabbimizin af ve mağfiretine vesile olan kıymetli zamanlardır.
Mübarek Ramazan ayına girmemize iki haftalık bir vakit kaldı , bu aydan en güzel bir şekilde istifa etmek için madden ve manen kendimizi hazırlamak durumundayız ve bu mübarek gece bizim için bu açıdan bir fırsat niteliğindedir.
Peki ne yapmalıyız ?
1.NEFİS MUHASEBESİ VE TEVBE
Öncelikle bir kere şöyle bir kendimizi hesaba çekmeli özellikle geçen seneki Ramazan'dan bu yana asli vazifemiz olan '' kulluk '' namına nasıl bir yıl geçirdik onu bir düşünmeliyiz ; Rabbimizin razı olacağı hangi işleri yaptık veya Rabbimizin hoşnut olmayacağı davranışlarımız oldu mu ?
İşte bu noktada kulluk namına güzel alışkanlıklarımızı devam ettirme irademizi perçinlemeli ve hatalı davranışlarımızdan da bu geceyi bir milat kılarak, tevbe ederek derhal uzaklaşmalıyız ki böylece Ramazan ayının feyiz ve bereketinden ziyadesiyle faydalanabilelim .
2. NAMAZ
Namaz bizim temel kulluk vazifemizdir , içerisinde namazın olmadığı bir müslümanca hayat düşünemeyiz , öyleyse bu ibadetimizi Rabbimizin bizlerden istediği gibi hakkıyla yerine getirmeli yani namazı ikame etmeliyiz , unutmamalıyız ki namaz bizi hem dünyada hem de ahirette sıkıntıya sokacak pek çok yanlıştan koruyacaktır ( Ankebut / 45 )
Öyleyse bu gecede kılabildiğimiz kadar namaz kılalım ,kaza namazı borcumuz var ise kaza namazı veya nafile olarak .Dünyalık pek çok iş için kendimizi ne çok yormuşuzdur , bir de Rabbimizin rızası için yorulalım ; ama bu çabamızın hüsranla sonuçlanmış dünyevi hayallerimiz ,arzularımız gibi karşılıksız kalmayacağını , Allah'ın ziyadesiyle mükafatını vereceğini de unutmayalım
3.TEFEKKÜR :
Hiç aklımızdan çıkarmamalıyız ki , Allah Teala imtihanımıza mesken eylediği bu dünyada biz kullarını çeşitli şekillerde sınamaktadır ; bizim ne kadar çok hoşumuza gitse de sahip olduğumuz nimetler ve hoşlanmasak da başımıza gelen musibetler hep birer imtihandır.
Nimet ve musibetlerin arkasındaki hakikati idrak edenler , hepsinin Allah'tan geldiğini bilerek “ kahrın da hoş lütfun da hoş ya Rabbi “ derler.
İşte içinde bulunduğumuz şu sıkıntılı günler de yine bu ''İlahi Hakikatin'' farklı bir şekilde tezahüründen ibarettir. Burası dünya , cennet değil ; burada imtihan olacak ,mükafatı cennette verilecek , hangi imtihan kolay olmuştur ki !
Biz sabredeceğiz , çünkü '' Allah sabredenlerle beraberdir '' ( Enfal / 46 ) ve ''Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir '' ( Zümer / 10 )
4. YARDIMLAŞMA / İNFAK
Sevgili Peygamberimiz (sav)’ in bu aylarda daha çok tasaddukta bulunduğunu ve Ramazan ayında ise ziyadesiyle cömert olduğunu ifade etmiştik .
Peygamberimiz (sav ) bizim '' örneğimizdir '' ( Ahzab / 21 ), Allah'ın razı olduğu bir hayat nasıl yaşanır biz kendisinden öğreneceğiz .
Bu gecede ve sonrasında önceki zamanlara göre daha fazla yardımlaşmaya önem vermemiz gerekiyor, zira toplum olarak zor günlerden geçiyoruz .
İslam yardımlaşmaya, ihtiyaç sahiplerini gözetmeye son derece önem verir, İslam'ın 5 şartından birisi de zaten '' Zekat '' değil midir ? Kur'an-Kerim’de bir üst kavram olarak ''İnfak''; zekat ve gönüllülük esasına dayanan sadakayı kuşatıcı bir şekilde zikredilmektedir.
İnfakta bulunmak için büyük meblağlarda paraya sahip olmak şart değil, Allah’ın rızasını kazanmayı arzu eden ve malın mülkün esasında bir imtihan vesilesi olduğunu bilen ( Enfal / 28 ) '' zengin'' bir gönle sahip olmak yeterli, bunu da unutmamalıyız , tabi ki de herkes kendi imkanına göre elinden gelen yapacak, '' Hz. İbrahim’in yakılmak istendiği ateşi söndürmek için ağzıyla bir damla su götüren karınca misali '' nerede durduğunu düşünecektir.
Yine Hz. Peygamber’in ( sav ) “ Yarım hurma ile de olsa cehennem ateşinden kendinizi koruyun “ ( Buhari , Rikak , 5 ) tavsiyesi de dünya nimetlerinin cehennemden uzaklaşma, cennet nimetlerine kavuşma noktasındaki asli fonksiyonunu bizlere hatırlatıyor.
Şu dönemde çeşitli sebeplerle sıkıntı içerisinde olan çevremizdeki insanları daha fazla görüp gözetmeli, onların halini hatırını sormalı, onlara yardımcı olmaya gayret etmeliyiz.
5. RAMAZAN ‘A HAZIRLIK
Ramazan ayı, bizim için her sene tekrar eden bir eğitim ve yenilenme süreci gibidir. Ancak şunu unutmamalıyız ki ne kulluk ne de ibadet asla Ramazan’a has değildir ; kulluk ve ibadet bu mübarek aydan aldığımız güç ve elde ettiğimiz güzel alışkanlıklar ile bütün seneye şamil kılmamız gereken bir davranış hali , bir yaşam biçimidir .
Bu açıdan Ramazan’ı bir sondan ziyade bir başlangıç olarak görmek bizi Rabbimizin rızasına daha çok yaklaştıracak ve ibadetle dolu bir hayat sürmemizi sağlayacaktır. Böyle bir hayatın mükafatı ise cennettir. Kulluk da, son nefes verilinceye kadar devam eden bir süreçtir.
Allah Teala, Sevgili Peygamberimiz (sav ) 'e dolayısıyla bize de bunu emretmektedir '' Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et '' ( Hicr / 99 ). Öyleyse bu kıymetli gecedeki hazırlığımız sadece Ramazan'a değil ibadetle , kullukla geçecek bir ömre olmalıdır .
Ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu şartlar sebebiyle, bu seneki Ramazanımızın farklı bir şekilde olacağı açıktır. Ramazanın müjdecisi olan bu mübarek gecede bu ayı nasıl değerlendireceğimizi de düşünmeliyiz. Bu Ramazan'da daha fazlasıyla nefsimizle ve ailemizle başbaşa olacağız, '' her işte bir hayır vardır '' derler , bu zor zamanları bazı şeyler için bir imkan olarak görmeliyiz. Bu seneki Ramazanı evimizde ailecek ibadet ettiğimiz bir ay olarak geçirmeli ve belki de iş güç arasında ihmal ettiğimiz Yüce Dinimiz İslamın güzelliklerini öğrenme ve çocuklarımıza da öğretme fırsatı olarak düşünmeliyiz. Evlerimizde aile efradımızla birlikte, cemaatle namaz kılmaya özen göstermeli, Kur’an-ı Kerim’deki süreleri, Hz. Peygamberin hadislerini ve O’nun örnek hayatını öğrenmeye çalışmalıyız. Bu geceye has bir namaz olmamakla birlikte akşam namazının peşinden evvabin ve yatsı namazından sonra, imsaktan önce gecenin sonunda teheccüd namazı kılabiliriz. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) her gece düzenli Kur’an okuması hasebiyle bizlerde hayat rehberimiz Kur’an’ı ağır ağır ve tane tane okuyup, anlamaya ve yaşamaya çalışmalıyız. Huzur ve sükunet gecesinde kendimizi hesaba çekmeli, Allah’ı teşbih ve zikrederek O’nun kudret ve azametini tefekkür etmeliyiz.
- Başta, aziz milletimiz olmak üzere, tüm Müslümanlar ve insanlık için bu gecenin hayır, bereket, sıhhat ve afiyete vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim.
Kandilimiz mübarek olsun .
Hasan LİMON
Kızılcahamam İlçe Müftüsü