Leyle-i Berat! Suçların bağışlanması, günahların affolunması, nefsin esaretinin sona ermesi, rahmet-i Rahman ile kuşatılma gecesi. Mahkûmun beratına hükmedilmesiyle özgürlüğün tadına varması ve aklanması gibi, Mevla’nın nice isyankâr ve nadim gönlün beratına hükmeylediği kutlular safında yer alabilme ümidiyle yüreklerin çarptığı gecedir.
Merhameti gazabını geçmiş olan Mevla tenezzül eyliyor dünya semasına da bu kulun başı hâlâ kibir ve enaniyetle dimdik mi duracak? Alınlar rükû ve secdeye ihlâsla ne zaman varacak? Rahman ve Rahim olan sesleniyor: “Yok mu bağışlanma dileyen affedeyim, yok mu rızık isteyen ikram edeyim, musibete uğrayan yok mu afiyet, şifa bahşedeyim?”1 Şu muhtaç kul ses vermeyecek mi bu ilahi çağrıya, yakarmayacak mı kapanıp secdeye:
“İlahî! Geldim kapına, sığındım affına, muhtacım sana. Ne varlıkta gözüm ne dünyalıkta. Ne olursun aşkını, muhabbetini ver bana!” diye…
“Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”2 buyuran Ulu Mevla’m! Settâr isminle iltica ediyoruz cümle ayıplarımızın setri için Sana. Tevvâb isminle iltica ediyoruz tövbelerimizin kabulü için. Ya Rabbi tövbemizi de bizi de kabul eyle…
Berat, nefsimizi sîgaya çekmek için büyük bir fırsat. Hesap günü gelmezden önce kendi elimizle kendi yakamızdan tuttuğumuz, Münker-Nekir misali kendimize hesap sorduğumuz, vicdan terazimizde amellerimizi tarttığımız ölçü ve takdir gecesi eylemeli bu geceyi.
“Amel çokluğuna itibar olmaz, kulundan Hâlıkı hoşlanmayınca” deyip, rekatların sayısını değil, ihlasını, huşuunu arttırma gayreti içinde olmalıyız. “Bir kez Allah dese aşk ile lisan/Dökülür cümle günah misl-i hazan” mısraların dile getirdiği hakikatle şükür secdesine varmalı, affa mazhar olmuş kul olarak secdelerden kalkmalıyız bu gece…
İlahi beraate erenlerden olmak için; önce biz olmalıyız Berat! Hata ve kusurları setreden, suçluyu affeden, borçluya merhamet edip, kol kanat geren. Gönül bahçesinde güller açan. “Veylün lil mutaffifin/Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!”3 ihtarına uğramamak için vicdan terazimizi adaletle tartmalı. Güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun yanında olmalıyız. Affedenlerin affolunacağı hakikatini bir an dahi unutmamalıyız. Günahlarımız ne kadar çok olsa da, can u gönülden yapacağımız bir tövbe ile “Rahmeti gazabını geçmiş olan Mevlamız’ın bizi de bağışlayacağından her daim ümitvâr olmalıyız.”4 Ama bu ümit bizi ihlasla kulluktan asla alıkoymamalıdır.
Berat gecesi hürmetine dargınlar barışmalı, küskünler konuşmalı, gülümsemeli yüzler birbirine, çatık kaşlar düzelmeli, yumruk eller çözülmeli, kalplerdeki buzlar erimeli. Eller kenetlenmeli, beraberce güzelliklere yürümeli…
Bu duygularla Berat Kandilinizi tebrik ediyor, Yüce Rabbimizden hepimizi mağfiret ve rahmetine eriştirmesini diliyorum… Peygamber Efendimiz şöyle dua ederdi:
“Allah’ım öfkenden rızana, cezandan affına, Senden yine Sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin…”5
1-İbn Mâce, İkâme, 191 2- Tirmizi, Savm, 39 3- Zümer, 39/53 4- Mutaffifin, 83/1 5 - Müslim, Salat, 222
AHMET KÖKEN
29.05.2015
Bu hutbe : Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ ye aittir, lütfen düzeltelim veya kaldıralım